“Büyük İstanbul Depremi” üzerine uzunca bir süredir konuşuluyor. Profesör düzeyindeki deprem uzmanları sürekli ikazlarda bulunuyorlar; kırılgan fay hatlarında epeyce bir enerjinin biriktiğini vurguluyorlar. Yani yarın birilerinin “takdir-i ilahî” diyerek işin içinden sıyrılmayı düşündükleri meseleyi bugünden gündemde tutmaya çalışıyorlar.
Sanki TC devleti kuruluşundan bugüne bir din devleti olmamış gibi ve sanki Ayasofya’da yıllar yılı namaz kılınmıyormuş gibi, “Ayasofya yeniden ibadete açıldı” vaveylası kopartılarak yaratılan atmosferden korkuya kapılanlar “laiklik elden gidiyor” korkusuyla yüzlerini CHP Kurultayı’na çevirdiler. Ve ne yazık ki bu kurultaydan medet umanlar sadece CHP’liler değil (ki onların bile bu kurultaydan ne kadar beklentisi olduğu tartışılır!) kendilerine “sol”, “sosyalist” ve hatta “komünist” diyenlerdir de!
Kabine toplantısı sonrasında açıklama yapan RTE, “Türkiye’nin yükselişi kimsenin önünde duramayacağı, engelleyemeyeceği, geri döndüremeyeceği bir ivmeye ulaşmıştır” dedi.
Bursa, Yıldırım’da bir sokak. Bir araba yolun kenarında. Henüz 15’inde gencecik çocuklar. Ağız dolusu küfürlerle tokat atan, tekme atan eli silahlı sivil polisler. Suçları? 18 yaşından küçük oldukları halde araç kiralamışlar. Durdurmuş polisler. Sokak ortasında göstere göstere işkence yapıyorlar. Sürekli küfür, hakaret, tekme, tokat!..
Emperyalist-kapitalist dünya, koronavirüsün etkisini kaybetmeye başladığına dair iyimser tahminler yaparak “ekonominin çarkları”nı çevirmeye çalışadursun, yaz aylarında düşeceği varsayılan vaka sayıları artmaya devam ediyor.