Sosyal reformistler ve uzlaşmacı küçük burjuva parti için ne talihsiz topraklar burası! Çelişkiler öylesine derin, çatışmalar öylesine yoğun ki, bir türlü hayalini kurdukları günlere ulaşamıyorlar. Tam “bu sefer olacak” diye düşündükleri anda bir olay tüm uzlaşma hayallerini tuzla buz ediyor.
Türk ordusu, 17 Nisan’ı 18 Nisan’a bağlayan gece yarısı Metina, Zap, Avaşin hattına hava indirme birlikleriyle yeni bir işgal harekatı başlattı. Tahmin edileceği üzere bu harekatın adı da yine “Pençe” sülalesinden: Pençe-Kilit!
Dünyanın dört bir köşesinde insanlar büyük acılarla boğuşuyorlar. Savaş, açlık, işsizlik, hayat pahalılığı, yıkım... İnsanoğluna acı çektirebilecek ne varsa, akla ne gelirse şimdi hepsi, üstelik bir arada yaşanıyor.
Şaşırmadık. RTE ve Kılıçdaroğlu, memleketin en yakıcı sonu üzerinden, aynı söylemde buluştular. Her ikisi de halka “sabır” telkin ediyor. Birisi “sabredin, biz hallederiz” diyor diğeri “seçim var on üç ay sonra, sabredin” diyor. Açlığa karşı sabır! Tekelci sermayenin sözcüleri tarihi hatalarını elbirliğiyle işliyorlar.
Kaçtı mı, istifa mı etti, kovuldu mu? Bir türlü anlaşılamayan Anatoli Çubays'ın, ya da tam adıyla söylersek, Anatoli Borisoviç Çubays'ın, Rusya'yı aniden terk etmesi gözleri bir anda Rusya'nın kalbine, Kremlin'e çevirdi. Neler oluyordu? Çünkü, sıradan biri değil, Putin'in bir özel temsilcisi sözü edilen.