11 Temmuz'da biten “NATO Zirvesi” sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiriyi, NATO üyesi tüm devletler imzaladı; elbette Türkiye dahil.
Yeni bir seçim, böylece Türkiye ve Kürdistan halklarını aldatma, oyalama, düzen sınırları içinde tutma süreci için hazır kıta bekleyenleri şimdiden uyarmalı: geçmişte bu lanetli rolü oynayarak burjuva sınıfın, faşist devletin ve dinci faşist iktidarın değirmenine çok su taşıdınız. Yeni bir devrimci kitle hareketi dalgasını düzen sınırları içinde tutmak için kolları sıvayan burjuvazi, burjuva muhalefeti bununla görevlendirmiş gibi.
Her şey süt-liman bir görüntü verirken bir iki gün içinde ortalık toz-duman oldu. Türkiye, besleyip barındırdığı, eğitip donattığı; maaşa bağlayıp silahlandırdığı çetelerin bir anda ateşi altına girdi. Besledikleri karga gözlerini oymak için ayağa kalkmıştı.
Antalya'nın Serik ilçesinde üç genç, Suriye'den gelmişler. Her şeyden habersiz, sokakta yürürken “yerli ve milli” üç ırkçı motosikletlerinden iniyorlar ve gençleri bıçaklamaya başlıyorlar. Gençlerden on yedi yaşında olanı oracıkta son nefesini veriyor. Diğer iki genç ağır yaralı biçimde hastaneye kaldırılıyorlar. Hayata tutunabilecekler mi, bilinmiyor.
Görünüşe göre tartışmayı Suriye Devlet Başkanı Esad başlattı. Geçen günlerde Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev'le yaptığı görüşmeden sonra Esad, yine görünürde fol yok yumurta yokken, “Suriye'nin tüm toprakları üzerindeki egemenliği temelinde, Türkiye'yle ilişkiler için her türlü girişime açığız” açıklamasını yaptı.