Kızılordu Berlin’de Reichstag binasına kızıl bayrağı diktiğinde, Mareşal Jukov’un “Avrupa’yı faşizmden kurtartık. Bu yüzden bizi asla affetmeyecekler” dediği aktarılır. Muazzam bir öngörü. Gerçekten de emperyalistler komünistlerin bu “suçunu” asla bağışlamadı.
“Her çağ kendi Helvetius’unu yaratır” diyordu Marx bir yerde. Her devrimci çağın büyük kahramanlara ihtiyaç duymasını, eğer hazır bulmazsa o kahramanların çağın kendisi tarafından yaratıldığını anlatmaktadır böylece.
Burjuva cephede alarm zilleri çalıyor. Alarm zillerine basan, dinci faşist iktidarın ve partinin mafyatik işlerine bakan, Metin Külünk adındaki şahıs. Hükümette yer almıyor. Ama, geçmiş ve halihazırdaki ilişkilerinden dinci faşist partide ve yönetiminde “hatırı sayılır” kişilerden olduğu anlaşılıyor. Sözünün önemi, kişiliğinden değil, bu ilişki ağından kaynaklanıyor.
Sabahın ilk saatlerinden itibaren çeşitli sosyalist örgütler ve partiler, işçiler, mücadeleci sendikalar Taksim’e çıkmak için polisle kıyasıya kavga ediyor.
Beklenti, dinci faşist iktidarın başının Bağdat seferinden sonra saldırının başlayacağı idi. Hayır, beklemediler!