İ İSİG Meclisi 2025 yılı Mart ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. Mart ayında en az 145 işçi İSİG önlemleri alınmadığı için iş cinayetlerinde katledildi. Mart ayında ekonomik sıkıntılar nedeniyle gerçekleşen intiharlara dikkat çekilen rapor"...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye başkalarının gözaltına alınmasıyla 19 Mart'ta başlayan protestolara kitlesel olarak katılan üniversite öğrencileri de derslere girmeme kararı alarak boykot ilan etmişti.
İzmir Çiğli Belediyesi'nden 10 ay önce işten çıkarılan kadın işçiler, belediye önünde basın açıklaması yaparak 1 Mayıs'ta Ankara'ya yürüyeceklerini duyurdu.
Mülakat Mağduru Öğretmenler Platformu üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattı.
Hakkında gözaltı kararı verilen Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin'e ifade vermeye gittiği İstanbul Adliyesi'nde çok sayıda sendika, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler gelerek destek verdi.
Nakliyat-İş Sendikası McDonald’s-HAVI Lojistik’te işçilere uygulanan sendika düşmanlığını teşhir etmek için McDonald's Bakırköy Şubesi önünde eylem yaparak Boykot çağrısında bulundu.
Cumartesi Anneleri 1045. hafta gerçekleştirdikleri eylemde Talat Türkoğlu’nun akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Son günlerde yaşanan sokak eylemleri, uzun süredir toplumsal öfkenin ve değişim taleplerinin en güçlü yankı bulduğu alanlar oldu. Ancak bu eylemlerde dikkat çeken bir gerçek var: kadınların katılım sayısının her geçen gün artması. Günlerdir...
Dersim Belediyesinde kayyum tarafından işten çıkarılan ve eyleme geçen işçiler, ülke genelinde yapılan boykot çağrılarına destek verdi.
Gazi Mahallesi'nde yapılan eylemlerde 26 Mart günü gözaltına alınan Mücadele Birliği okuru Sezer Çakmak, 28 Mart günü çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Metris Cezaevine gönderildi. Sezer Çakmak, Metris’ten gönderdiği mesajında yoldaşları,...
İsviçre'nin Basel şehrinde, Türkiyeli ve Kürdistanlı kurumların çağrısı ile 26 Mart günü saat 18.00’de Claraplatz’da buluşan kitle, Türkiye’de gelişen ayaklanmaya destek olmak ve devletin saldırılarını protesto etmek için bir basın açıklaması...
Samandağ Emek Ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Samandağ'da baskılara, tutuklamalara, gözaltılara karşı 30 Mart günü yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Saat 20.00'da eski PTT önünde toplanan kitle, alkışlarla sloganlarla Deniz...
Almanya’nın geleneksel hale gelen Final Newrozu, bu yıl da Frankfurt’ta büyük bir coşkuyla kutlandı. Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı kutlamalar, renkli görüntülere sahne oldu.
HBDH Yürütme Komitesi, Kızıldere’de ölümsüzleşen 71 devrimci hareketinin nadide öncü kadroları için bir açıklama yayınladı ve “Kızıldere Şehitleri Birleşik Devrim Mücadelemizde Yaşıyor!” dedi.
Saraçhane'de, Şişli Cevahir AVM önünde gözaltına alınanlar ve polis baskınıyla evlerinden 17 Mart günü gözaltına alınanlar bugün İstanbul Adliyesi'ne getirildi.
Mavi Nil’de, 17 Haziran’da görünüşte “arazi anlaşmazlığı” sebebiyle iki aşiret arasında kanlı çatışmalar çıktı. 80 kişi hayatını kaybederken 160’ı aşkın yaralı oldu. Bu olay, Komünist Partisi tarafından “devrimin yeni bir aşamaya girdiğinin göstergesi” olarak nitelendi.
DSG Genel Komutanlığı'nın yaptığı açıklamadan, en azından askeri konularda, Suriye devletiyle belli bir anlaşma ve uzlaşmaya varıldığını anlıyoruz. Bu anlaşmada ya da uzlaşmada Rusya’nın dahli olduğunu söylemeye gerek yok:
Emekçi sınıfların, yoksul kitlelerin devrimci eylem fırtınası dinmiyor. Aksine, fırtına yeni başlamış gibi, hızlanarak ve daha geniş topraklara, yeni yeni ülkelere yayılıyor.
Tel Rıfat, Afrin ve çevre köylerine faşist devletin bombardımanları giderek hem sıklaşıyor hem de yoğunlaşıyor.
Bu başlığı sosyal reformistlerimiz okumasınlar, şu Leninistler de iyice hayal aleminde gezmeye başladılar diye ortalığı velveleye boğarlar.
Sınıf mücadelesinin değişmez kuralıdır. Emekçi sınıflar boşa savaşmak istemiyorsa, iktidarı burjuvaziden almak ve burjuva devlet aygıtını tümden yıkmak zorunda. Aksi halde sistem içinde elde edilen en köklü kazanım ve reformlar dahi geçicidir. Hiçbir güvencesi yoktur.
“Stratejik Derinlik” kavramıyla, bir zamanlar, dinci faşist iktidarın “zeka küpü” olmakla övünen, aklı ile ihtirası ters orantılı olan Ahmet Davutoğlu'nun sözlerine yer vereceğiz. Biraz uzun olacak ama okurun sabır ve anlayışına güvenmekten başka yolumuz yok.
Kasada para yok! Esnafın kasasından söz etmiyoruz. O zaten oldum olası boştu. Bankaların kasasından ise hiç söz etmiyoruz; çünkü o ağzına kadar dolu. Geriye kalıyor devletin kasası, yani Hazine...