Sosyal refromist partilerin yeni “okus pokus”u mu desek, yeni üçkağıdı mı desek, bütün birlik deklarasyonları, istisnasız aşağı-yukarı, şu cümleyle bitiyor: “Bir araya gelişimiz, (adı her ne ise) kurduğumuz birlik seçim için değil, seçimle sınırlı değil”.
Şaka gibi ama gerçek! Bu aralar burjuva sınıftan devrimciliğini ilan eden edene. Herkes, şu ve ya bu ön takıyı kullanıp, devrimciliğini ilan ediyor. Son örnek, tüm yaşamı devrime ve devrimcilere karşı mücadelenin özeti diyebileceğimiz dinci faşist iktidarın başı, “muhafazakar” da olsa, “devrimci” olduğunu ilan etti.
“Muhafazakar devrimci”ymiş; öyle diyor.
Soma'da grizu patlaması yüzlerce maden işçisinin ölümüne yol açınca, dinci faşist iktidarın başı, “bu işin fıtratında var” demişti. Bartın-Amasra'da kırk bir madenci işçi grizu patlamasıyla yaşamını yitirince “Kader planı”dır dedi.
Türkiye ve Kürdistan'da toplumun bütün işçi-emekçi kitleleri hareket halinde. İrili ufaklı eylemlerin ardı arkası kesilmiyor. Her toplumsal kesim, kendi yaşamsal sorunları için ilk fırsatta sokağa çıkıyor, eyleme başvuruyor, sorunun çözümünün parlamentodan değil, seçimleri beklemekten hiç değil, ama kendi kollarından, kendi eyleminden geçtiğini görüyor.
Hayat pahalılığı, işsizlik, kapanan fabrikalar, her gün ve büyük bir hızla düşen işçilerin, emekçilerin reel gelirleri... Ve belki de tüm bunları gölgede bırakacak büyük bir yıkım savaşının toplanan bulutları...